Flamenko ile ilgilenler buraya..

Çalgı eğitim/öğretimi ile ilgili görüş ve düşünceler...
Cevapla
bilal
Mesajlar: 15
Kayıt: 10 Tem Pzr, 17:23

Flamenko ile ilgilenler buraya..

Mesaj gönderen bilal »

Flamenko, Güney Ispanya'nin Endülüs (Andalucia) bölgesine özgü ama bu bölgeyle sinirli kalmamis, bir müzik ve dans türüdür ve Güney Ispanya'nin kendi folklorik müzigiyle çingenelerin yaratmis olduklari müzigin kaynasmasiyla ortaya çikmistir. Flamenko, cografik olarak evine çok bagli da olsa, ne bütün Endülüs folk müzik ve danslari flamenkodur, ne de bütün flamenko sanatçilari Endülüs'lüdür denilebilir.

Bu topraklarin tarihine bir göz atarsak: Cadiz (Kadiz) Avrupa'nin en eski yerlesimi olarak bilinmektedir. M.Ö. 1100'de Fenikeliler "Cadir" dedikleri Kadiz sehrini kurdular. Burada günümüz Ispanya'sinda halen canlandirilan danslara benzer dans tavirlari ilk kez Fenikeliler tarafindan sergilendi. M.Ö. 550'de Eski Yunanlilar Güney Ispanya'yi kontrolleri altina aldilar. Ispanya M.Ö. 201'den M.S. 206'ya kadar Roma Imparatorlugunun bir parçasi olmustur. 711 senesinde ise Magribiler (Faslilar) olarak bilinen Araplar, Suriyeliler ve Berberiler, Cebelitarik Bogazi'ndan Ispanya'yi isgal ettiler. Yaklasik yediyüz sene burada hakimiyet kurdular. Arap kültürü Ispanya'yi çok büyük boyutlarda etkiledi. Müslümanlar buraya, siir, sarki ve müzikal enstrümanlari da getirdiler. Ayrica, Ispanyol müzigine duygusallik ve duyarlilik kazandirdilar. Ispanyol müzigi ve Flamenkoda önem kazanan çogu sarkinin zambra, zorongo, zarabanda ve fandango gibi arapça isimleri vardir. Aslinda "zambras" terimi o zamanki müzisyenlere ya da bunlarin çaldiklari toplantilara verilen isimdir. Günümüzde halen Kanada'daki çingeneler festivallerine "zambras" demektedirler...

1492'de Ispanya tekrar Hiristiyan hakimiyetine girdi.

Günümüze ulasan kayitlara göre 1447 senesinde çingeneler Ispanya'da görülmeye basladilar. Ayni dönem içinde kuzeyden nüfuz ederek Barselona'ya, oradan da sonraki yüzyillar içerisinde Ispanya'ya yayildilar. Sekizinci- dokuzuncu yüzyilda Hindistan'dan göç etmeye baslayan bu esmer tenli insanlar usta metal isçileriydi ve kendi müzik ve dans kültürlerine sahiptiler. Çingenelerin getirdikleri kültürle, Endülüs kültürünün kaynasmasiyla flamenko biçimlenmeye baslamistir. Flamenko sadece Güney Ispanya'ya (Andalucia) aittir. Dünyanin diger yerlerindeki çingenelerin kültürlerinde flamenkoyu çagristiran ögeler yoktur. (Ispanyol flamenkosunu temel alarak kendi özgün müziklerini gelistiren Güney Fransa çingeneleri hariç).

18. yüzyila gelindiginde su iki unsurun Endülüs müzigini etkiledigini görüyoruz: 1700'lerden beri Ispanyollarin Afrika'yi yogun bir sekilde kesfetmeye baslamalari ve Sevilla sehrinin Ispanyol yarimadasinin en büyük köle marketi haline gelmesi. (Bugün halen Andalucia'da yasayan ve kökenleri o günlere dayanan zenci aileler vardir ve zenci müziginin Endülüs müzigi üzerinde mutlaka ki bir etkisi olmustur). Ikinci olarak da Ispanyollarin Amerika'nin kesfinde oynadiklari roldür. Güney Amerika'da olusan Latin Amerika müzigi, 19. yüzyilda geri gelen Ispanyollarla Endülüs'e tasindi ve bu bölgenin müziginde daha belirgin bir hal aldi. 1700'lerde gitar 6 telli oldu. 1800 senesinde ise kaynaklara göre, çingenelerin yaptigi 24 çesit dans vardi. Bunlarin çogu bugün yokolmustur ve Fandangos ve Sevillianas gibi çingene tarzi tasimayan danslar disinda hiçbiri bu günkü bilinen çingene dansinda belirli bir sekilde yer almamaktadir. O dönemki gezginlerin söylediklerine göreyse, dansçilar ayaklarini dans ederken kullanmaz, sadece kalça, vücudun üst kismi ve kollarini hareket ettirirlermis.

1840'li yillardan itibaren flamenkonun altin çagi basladi ve flamenko dansinin dogasini etkileyen degisiklikler yasandi. Sarkiya ve dansa daha çok önem verilmeye baslandi. Bilinen ilk "cafe cante" yani flamenko gece kulübü 1842 yilinda Sevilla'da açildi."Cafe Cantante" olarak bilinen bu dönem için, bu günkü flamenkonun baslangicidir demek hiç de yalan olmaz. 1910 senesi flamenkonun altin çaginin ve Cafe Cantantanelerin sonu olarak bilinir.1921'den sonra yavas yavas klasik bale figürleri flamenko dansina girmeye basladi. Yavas yavas kadinlar pantalon giyip ayaklarini kullanmaya basladilar. Böylece flamenko yeni bir tarz kazanmis oldu.

1936'da baslayan iç savas, birçok sanatçinin ülkeyi terketmesine sebep oldu. Ancak bu durum flamenkonun dünyaya açilmasini da sagladi. Carmen Amaya ve ailesi Güney Amerika'ya giderek orada büyük basari kazandilar. Carlos Montaya bir dans sirketi ile Amerika'ya gitti ve New York'ta kaldi. Vincente Escudero Paris'e, oradan da Amerika'ya gitti. Roman Montaya Paris, Londra, Isviçre ve Buenos Aires (Arjantin)'de gitar resitalleri verdi.

1940'larin sonunda flamenkonun onlarca sene evvel baslayan tiyatro ve opera serüveni önemini yitirmeye basladi ve 1950'lerde de son buldu.

Flamenko, 1960'lardan itibaren rönesansini yasamaya basladi. Ispanya'da eski sarkilarin çogunu gelecek nesillere aktarmak için kayitlar yapildi. Entellektüel "aficionados"lar ise flamenkonun tarihini arastiran ve türlerini analiz eden kitaplar yazmaya basladilar. 1958'de Jeres de la Fontera'da kurulan "Catedra de Flamencologia", flamenkoyu korumayi ve bu konuda çalismalar yapmayi amaçladi.

Müzikal baglamda zor bir flamenko gitaristi olan Victor Monje "Serranito", ürkütücü his veren yeni bir teknik ve çok karmasik bir müzik yaratti. 1960'larin sonunda Paco de Lucia'nin ilk albümü çiktiginda, flamenko gitarinin devrimi gerçek anlamda baslamis oldu. O dönemde çikarttigi "Rumba" albümüyle de Ispanya'daki ulusal ilgiyi flamenkonun üzerine çekmeyi basardi. Paco de Lucia'nin da beraber çalistigi "cante"lerin (sarki) genç dehasi Camaron de la Isla , en az O'nun kadar önemliydi. Camaron 1970'lerin en etkili sarkicisiydi; kendine has, izdirap ve aci ile haykiran güçlü Arap nameleriyle dolu bir tarzi vardi. Paco ve Camaron bir düzinenin üzerinde albüm çikardilar ve Flamenko severler için dünyada "yildiz" olarak tabir edilen kisilerden daha fazlasi oldular.

1970'lerde, festival olgusu ortaya çikti. Festivaller (fiesta) normalde gece 11 civarinda baslar ve tan agarana kadar sürerdi. Flamenkodaki samimiyet ve dogaçlama, yerini ustaliga ve ticarete birakti. Sanatçi içini saran istegi dindirmek için degil, sirasi geldigi için dans etmeye basladi...

80'lerde ise sanatin her alaninda teknik gelismeler yasandi. Bu da beraberinde ticari patlamayi getirdi. Son yirmi yil içerisinde gitar teknikleri ve müzikal anlamda bilgiyi gelistirme oldukça iyi yollar aldi. Günümüzdeyse flamenko esnek yapisiyla gelismelere açiktir, bir bakima kontrol disindadir.
bilal
Mesajlar: 15
Kayıt: 10 Tem Pzr, 17:23

Mesaj gönderen bilal »

Flamenkodaki biçimler (makamlar):


Alboreas
Alegrias
Bamberas
Bulerias
Caleseras
Campanilleras
Cantinas
Cana
Caracoles
Carseleras
Cartageneras
Chuflas
Colombianas
Danza Mora
Debla
Fandangos Grandes
Fandangos de Huelva

Fandanguillos
Farruca
Garotin
Granainas
Guajiras
Jaberas
Jaleos
Livianas
Malaguenas
Marianas
Martinetes
Media Granaina
Milongas
Mineras
Mirabras
Murcianas
Nanas Palmares
Peteneras
Playeras
Policana
Polo
Roas
Romeras
Rondena(Toque)
Rondenas
Rosas
Rumba Gitana
Soetas
Serranas
Sevillanas
Siguiriyas
Solea
Solea Corta
Soleares
Soleariya
Tangos
Tanguillo
Tarantas
Taranto
Temporeras
Tientos
TientosCanesteros
Tiranas
Tonas
Trilleras
Verdiales
Vito
Zambra
Zapateado
Zorongo Gitano
[/list]
bilal
Mesajlar: 15
Kayıt: 10 Tem Pzr, 17:23

Mesaj gönderen bilal »

Flamenkodaki Popüler Biçimler (Makamlar)

Aslında bu hangi kitleden bahsettiğimize bağlıdır. Flamenko alt kültüründe, toplantılarda en çok bulerias duyarsınız. Fakat flamenko en önemlileri olarak, siguiriyas ve solea’yı sayar. Sahne gösterilerinde ise vurgu dansta olduğu için, uzun bir solea, alegrias ya da ikisi birden ve bulerias, ara sıra da yabancı izleyiciler için farruca göreceğinizden emin olabilirsiniz. Sinema ya da tiyatro gibi dramatik yapısı olan gösterilerde de, bir perde içinde birkaç biçimden oluşan bir düzenleme görebiliriz. Gece klüplerinin tipik tablao gösterilerin de ise; seyircinin kastanyet beklentilerini tatmin etmek için, sevillanas ve fandangos, belki bir “ciddi” numara olarak solea ya da tientos, yüksek enerji için bulerias,seyirciyi neşelendirmek için rumbas vardır.

Dünya pazarı için veya gençlere yönelik hazırlanmış enstrümantel CD’lerde piyasaya hakim olan, bulerias ilave edilmiş, 4/4’lük rumbas’dır. Bu tür müziklere örnek olarak, Fransa’dan Gypsy Kings’i verebiliriz ki bu grup Flamenko-rumba’sını, tüm dünyaya tanıtmış ve sevdirmiştir. Gelenekçiler ise bunları flamenkodan çok, “world beat” tarzına dahil eder.

ALEGRİAS: Flamenkoda renk, zariflik en önemlisi ritim çok önemli unsurlardır. Neşe, sevinç anlamına gelen Alegria kelimesi de alegrias biçimini belirler. Flamenkonun “cante chico” (küçük şarkı) grubuna giren Alegrias’ın ritmi, tonalitesi Soleares’ten daha hızlı daha parlaktır.12 zamanlı bir biçimdir ve 3/4, 6/8 kompas ailesine girer. Gitar sololarının yanısıra, dansı ve şarkısı da olan bu biçim Jota’dan türemiştir. Jota, Aragon’un geleneksel dansıdır. 19.yüzyılın ilk yarısında bağımsızlık savaşı sırasında askerler tarafından Cadiz Bölgesi’ne getirilmiş olduğunu söylenmektedir.

Bu biçimde dansçı kullandığı figürlerle neşeli, hayat dolu bir atmosfer yaratır.

BULERİAS: Şaka ve aldatma anlamına gelen buleria flamenkonun en hızlı en oynak biçimidir.Doğduğu yer Cadiz’e yakın olan şaraplarıyla ünlü Jerez’dir. 12 zamanlıdır (vuruşludur). Solistlere tüm virtüözlüğünü gösterme olanağı sağlayan Bulerias, Soleares’ten doğmuştur. Bulerias’ı hayat bulma şekli olarak üç bölüme ayırabiliriz:

-Şarkı olarak: Soleares’e benzer bir ritmik yapısı vardır.

-Dans için: Canlı bir ritme sahiptir. Kurguyu dansçı yapar ve bu şekilde vurgulanılır.

-Gitar için:Gitaristin zevkine ve tekniğine göre hızlı veya yavaş olabilir. Gitarist yaratıcılığına bağlı olarak çeşitli varyasyonlar yapar. Genelde 3/4’lük yazılır Ancak flamenko geleneklerine uygun olması açısından kompas 12 vuruşludur. Yani 3/4’lük 4 ölçünün birleşimidir.

FANDANGOS DE HUELVA: Endülüs’ün Huelva şehrinden doğmuş ritmik bir biçimdir.Eski bir biçim olan fandango’nun temelleri Araplar’a dayanmaktadır.Gerçi Fandangos, fandangos de Huelva’dan farklı olarak daha çok cante içindir. Fandangos daha yavaş ve özgür bir biçime sahiptir ve ifade gücü yüksektir.Fandango de Huelva’da ise hem dans edilip hem şarkı söylenebilir.

12 vuruşluk kompası vardır. Genellikle 3/4’lük olarak vurgulanır.Müziği dinlediğinizde vurgulu vuruşlardan oluşan tekrarlı bir örgüsü olduğunu görürsünüz.

Dansın sonunda -uzunluğu isteğe bağlı olarak- bir hızlanma bölümü vardır. Bu dans kastanyetlerle de oynanır.

FARRUCA: İspanya’nın kuzeyinden doğmuş bir biçimdir. 2/4, 4/4’lük kompas ailesine girer. Galiçya göçmenleri kendi birikimlerini flamenko ile birleştirmiş ve bu bileşimden de Farruca doğmuştur. Galiçyalılar farrucos olarak adlandırıldıklarından (Endülüs Bölgesi’nde) bu biçime Farruca denmiştir. Farruca’da çok nadir şarkı söylenir. Prensip olarak bir erkek dansıdır.Melankolik bir yapıya ve dramatik gitar sololarına sahiptir.

RUMBA: Rumba gidiş-geliş müziği olarak da bilinir.Çünkü İspanya’dan Güney Amerika’ya giden İspanyollar elbette buraya müziklerini de götürmüşlerdir. Rumba ise kök olarak Bir Küba dansıdır ve içinde çok fazla Afrikalı zencilerin tavırlarını barındırır. Bu şekliyle biçimlenen rumba İspanya’ya gelir ve 1960’lı yıllardan itibaren Flamenkoyu çok iyi tanımayan seyirci kitlesinde Fandango’nun yerini alır.

Rumba 2 zamanlı ölçülerle ifade edilir.

SEVİLLANAS: Sevillanas Endülüs’te popüler bir dans biçimidir. İsmine rağmen Sevilla’da çıkmadığı, Eski bir Castillia dansı olan Seguidilla’dan türediği söylenilmektedir. Çift olarak dans edilen neşeli bir yapısı vardır ve özellikle festival dansı olarak da bilinir. 3/4’lük bir zamanla ifade edilir. Genellikle 4 bölümden oluşur. Her bölümün içinde 3 copla(geleneksel şiir formu) vardır. Coplalar melodiktir ve ton olarak değiştirilebilir. Ancak ritmi ve oluşumu sabit kalır. İlk önce gitar, ritmi kısa bir rasguedo kısmıyla oluşturur. Sonra kısa bir melodik bölüm vardır.Ve şarkıcı şarkıyı bu bölümde söylemeye başlar. Ardından dansçı (lar) giriş yaparlar. Bu her bölümde(4) aynı şekilde tekrarlanır.

SOLEARES: Flamenko’da şarkının anası olarak tanımlanır. Sevilla’nın Triana mahallesinde Cana ve Polo türlerinden oluşan ve Endülüs’e yayılan Soleares’in anlamı “soledad”tan (yalnızlık) doğmuş: Solea ya da Soleares adıyla çingene dili olan ‘calo’ya geçmiştir. Gerçi bazı kaynaklar bu biçimin Cadiz şehrinin eski bir dansı olan “Jaleo”dan türediğini söylemektedir.

Soleares’te çingene aşkının özlemi, tutkusu, yalnızlığın hüznü gururlu ve törensel bir havada yansıtılır. Ve benim de gerçekten çok sevdiğim bir biçimdir.

Mi minör tonunda natürel ya da E firijyen modunda (Bazı durumlarda A firijyen modu kullanılır bu duruma bazı gitaristler solea por buleria olarak bakmaktadırlar ama bu iki biçimin birbirinden ayrılma sebebi asıl letralarındadır) yorumlanan Soleares’in 3/4’lük ölçüdeki notalanmasında, 12 vuruşlu ritim bölmesinde: 3. 6. 8. 10. ve 12. vuruşlar aksanlıdır. Ancak 6/8’lik, 3/4’lük kompası oldukça yavaş oynanır ki bu da onun 6/4’lük , 3/2’lik olarak algılanması anlamına gelir. Genelde ayak solosu 3/4’lük vuruş soru-cevap şeklindedir.

SİGUİRİYAS: Cante Jondo adı ile anılan Flamenko’nun derin şarkısının en karakteristik biçimidir Siguiriyas. Ritmik motiflerin umutsuzluğu, çingene ırkının acılarını dile getirir. Garcia Lorca’nın söylediği gibi, “Bir kilise de bile, herhangi bir hürmetsizlik yaratmadan çalınabilir, söylenilebilir ya da dans edilebilir”.

Bu biçimde en çok işlenen temalar, karşılıksız aşk, aşktan soğuma, ölüm, üzüntü ve yalnızlıktır. Kompası ise 6/8’lik, 3/4’lük katı ardışık ölçülerdedir ve genellikle A firijyen olarak yorumlanır. Ancak kompas devri, dizideki 3/4’lük ölçünün 2. vuruşunda başlar ve diğer 3/4’lük ölçünün 1. vuruşunda sona erer. Çözüm düzenlemesi 6/8’lik ölçünün 3. vuruşunda başlar.

TANGOS: Canlı,hızlı algılanması kolay bir ritme sahip olan Tangos fiestalarda da karşımıza sıkça çıkar. 4/4’lük bir kompası vardır. Genellikle kadınlar dans eder ve hatta söylerler. Neşeli bir ritme sahip olmasına karşın genelde aşk acısı dile getirilir.

TARANTO: İspanya’nın güneydoğusundaki Levanten kıyısındaki Almeria, Cartegena, Murcia ve civarındaki maden ocaklarının derinliklerinde, karanlığında çalışmak durumunda kalmış olan çingenelerin melankolik, sert ve güçlü protestolarının bazen de umutlarının parlayan sesidir Taranto. Tarantolar’da 2/4’lük ve 4/4’lük ölçülerde yazılmış güçlü, vurgulu ve ritmik yapı vardır.
bilal
Mesajlar: 15
Kayıt: 10 Tem Pzr, 17:23

Mesaj gönderen bilal »

Flamenkoda gitar (Toque)

Şarkıcıya bir gitarcı eşlik eder. Gürültülü bir eğlence ortamında iki ya da daha fazla gitarcının da olduğu görülür. Gitarcı tabii ki icra edilen şarkı formunun ritmini iyi bilmeli ve şarkının geleneksel melodilerine aşina olmalıdır. Şarkıcıyı desteklemek için cümlelerin sonuna kısa dekorasyonlar ya da cevaplar ekleyebilir. Letralar arasında "faseta" denen melodik çeşitlemeler (geleneksel ya da kendi keşfettiği) çalabilir. Şarkı ile birlikte dansta varsa o zaman gitarcının dansçıyı da desteklemek gibi bir görevi vardır. Bu durumda dansın ritmlerine uygun üslupları da bilmek zorundadır. Böyle bir ortamda gitarcı sololarda yapabildiğinden değil öncelikle dansa ve / veya şarkıya getirebildiğinin en iyisinden dolayı ödüllendirilir.

Flamenko gitarı ve tekniğini ele alırsak: Enstrümanın kendisi daha çok klasik gitara benzer. Yapısı daha hafif, sesi daha parlaktır ve teller gitarın gövdesine daha yakındır. Ses deliği ve köprü arasındaki bölgeyi "golpe"denen (yüzük parmağının tırnağı ile yapılan hafif vuruşlar) tıklatmalardan koruyan ince bir plastik tabaka vardır. Bu, sese, perküsyona yakın bir vurgu sağlar. Sol el tekniği, klasik tekniğe benzemesine rağmen perdeli pozisyonları bireyselleşmiş parmak pozisyonlarından daha çok tutulur. Sağ el tekniği, klasik teknikten daha fazla olarak birkaç şey daha ister. Bunlar çeşitli rasqueadolar (çeşitli parmaklarla bütün tellere yapılan hızlı ve perküsyon tarzı çarpmalar) ve yukarıda da bahsettiğim golpelerdir. Genel olarak flamenko gitarı daha çok atakla ve daha agresif çalınır.
bilal
Mesajlar: 15
Kayıt: 10 Tem Pzr, 17:23

Mesaj gönderen bilal »

Flamenkoda Şarkı (Cante)

Flamenkoda öncelikli ve vazgeçilmez olan şarkıcıdır. Flamenko şarkıcısı, en azından "cante"nin birkaç tarzında uzman olmalı ve ilgili olduğu tarzın ise birçok ritmini, geleneksel ezgilerini ve çeşitli şiirlerini bilmek durumundadır. Klasik geleneklerde iyi vokal tekniği olarak bilinen, kendine özgü, ayırdedilebilen bir sese sahip olmalıdır. Ayrıca sesini batıdan çok doğu tekniğine yakın bir tarzda kullanabilmelidir. Flamenko şarkıcıları, parmaklarını masaya vurarak, alkış yaparak, ayaklarıyla -yaşlıysa bastonuyla- yere vurup ritm tutarak, kendi sağlayacağı ritmik eşlikle geleneğe bağlı fakat kendi ruhunu ve anın getirdiği hisleri de katarak kendi solosunu yaratır. Kadın ve erkek şarkıcılar tipik olarak aynı mutlak ses aralığında, birbirine yakın seslerde söylerler. Teknik olarak erkekler yüksek tenor, kadınlar da alto aralığında söyler.
junior
Mesajlar: 2
Kayıt: 02 Eki Pzt, 0:45
Konum: Samsun

Tomatito Konseri(İstanbul)

Mesaj gönderen junior »

Tomatito(Jose Fernandez Torres) Ve Michel Camilo ;

10 Kasımda İstanbul'da İş Sanat Kültür Merkezi'nde Saat:20:00 konseri Bulunmaktadır...
İlgililere Duyurulur....
Bilet Fiyatları Bİraz Yüksek Ama Bu İkili İçin Bence Değer...
Daha Kaç Kez Türkiye' de Konser Vereceklerki...
Cevapla