Ulusal Müzik Eğitimi Üzerine Yordamalarım

Doğrudan müzikle ilgili olan konulara yer veriniz.
Cevapla
Kullanıcı avatarı
erdemgedikli
Mesajlar: 51
Kayıt: 22 Ağu Pzt, 20:28
Konum: Bursa

Ulusal Müzik Eğitimi Üzerine Yordamalarım

Mesaj gönderen erdemgedikli »

Toplumların aydınlanma temelini tarih emekçileri ve kitapları Rönesans ve Reformu dipnot olarak gösterse de gelişmişliğimizin "Bilgi Çağı" sorum ve yaşayışlarımız aydınlığa yakışmayacak eylemlerle dolu... Dolayısıyla daha güzel ve daha iyi yaşamın gerçekleşmesi adına düşlemleyip ansal etkinliklerimizle kurguladığımız başka bir anlamla -olmasını istediğimiz "Dünya" asla ve asla gerçek olamayacak. Tarihin nesnelliği ve değer yargısal bakış açılarının içerikleri bu savımı kanıtlayacak eylem ve söylemlerle doludur.
Ülkemizin Müzik eğitimi üzerine derin ve tarihsel bir kronoloji ile uğraşmadan (İsteyenler gerekli konulara ulaşabilir) Osmanlı'nın gerileme döneminde Müzik eğitiminin oklullara girmesi ve bu dersi aktaracak kişilerin Batı kökenli oluşu bugünkü kaotik müzik eğitim ve anlayışımızın sonuçları olarak karşımızda durmaktadır. O dönemin sosyal, siyasal ve ekonomik yaşantıları belki bunu zorunlu kılmış olabilir. Ancak 700 yıllık süreci ile böbürlene- övüne anlata anlata bitiremediğimiz Osmanlı; Çıraklarının ustalaşması ile -kocamış kurt- gibi kalarak tarih babanın sayfaları arasında yerini almaktan kurtulamamıştır.
Cumhuriyetimizin kuruluşundan sonra Büyük Ata'mızın düşlem ve etkileri ile müzik eğitimi üzerine yoğunlaşmaların artması, söylevlerindeki içeriklerin anlamı açısından önemlidir. Heruistik yöntemlerle irdelenip yorumlandığında Yeni Türkiye Cumhuriyeti'nin Müzik Eğitimi politikaları olması gereken ve elde olanı ile devrimci ve ilerici bir yapı aynı zamanda nitelik taşır. Okullaşma oranımızın düşüklüğüne, okur-yazar oranımızın azlığına rağmen verilen emeklerin yoğunluğuna şapka çıkarmamak aptallık olur.
Köy Enstitüleri ile doruklanan müzik eğitimimizin geleceğine konulan duvarlar o enstitülerin kapatılması ile gerçekleşmeye başladı. Çok partili yaşam tarzına alışık olmayan bir toplumun -demokrasi- anlayışı "istediklerinde şeriatı bile getirecek" söylemleri ile Ata'mıza ve O'nun- dolayısıyla Bizim Cumhuriyetimize yönelik hınç, içten içe birikimlenen sorunlar olarak bugün bu noktaya gelmiştir.
Bugün zorunlu ders olmaktan bile çıkarılmaya çalışılan dersimizin bugünlere ulaşmasında dahli olanlar sadece yönetimi ve iktidarı elinde bulunduran güçler olmadığı kanısındayım. Bir müzik eğitimcisi olarak bizlerin de dersin aktarımı, yaşatımı ve yayımı konusunda kimi zaman uygulamadan, kimi zaman ortamdan etkilenerek bu dahle dahil oluşumuzun durumlarını yok sayamayız.
O halde ne yapmalıyız? Bu konuda emek veren tüm müzik eğitimcisi emekçilerimizin eylem, söylem ve kitaplarından yararlanarak yaşadığımız yüzyılın anlamlılığında Ulusal Müzik Eğitimi üzerine odaklanarak Evrensele ulaşmalıyız. Kendi ekinimizi yok sayıp başkalarının ekinleri üzerine kurgulanan gelişmişliğin içi boş bir gelişmişlik olduğu bu günkü durumumuzdur. Müzik Öğretim programlarımızın (özellikle Lise) teori yoğunluğundan kurtarılıp yaşamla örtüştürülmesi ile söyleme- çalma ve düşünme geleneği oluşturmalıyız.
Söyleme- çalma ve düşünme eylemliliği ile donanımlanmış geleceğin aydınlıklarını yaşamayı isteyen tüm güzel insanlara saygı ve sevgilerimle...
Dostlukla;
Sizin Erdem GEDİKLİ
Cevapla