Uluslararası Bir Müzik Sanatçımızdan İnciler...!

Doğrudan müzikle ilgili olan konulara yer veriniz.
Kullanıcı avatarı
alpozeren
Mesajlar: 49
Kayıt: 23 Oca Pzt, 13:14
Konum: İstanbul
İletişim:

H. C. ÖRTER'in İMAJ SORUNU ve S. TARMAN'a YAPILAN HAKSIZLIK

Mesaj gönderen alpozeren »

H. C. ÖRTER'in İMAJ SORUNU ve S. TARMAN'a YAPILAN HAKSIZLIK

Düşüncelerimi; hem müzik hem de halkla ilişkiler ve tanıtım disiplinlerinde, doktora düzeyinde eğitime sahip bir akademisyen birikimi ve yaklaşımıyla ve düzgün bir Türkçe ( hem ifade hem de yazı olarak ) ile yazıya dökeceğim. Birinci dileğim, bu yazacaklarıma; daha Türkçe'yi düzgün yazmayı dahi beceremeyen kişilerin, öncelikle bu konuda yakın çevrelerinden takviye alarak yanıt yazmaları. Bunu özellikle rica ediyorum. Çünkü bu site; ucuz arkadaşlıkların bozuk Türkçe ile geliştiği yoz sitelerden değil.
Asıl konuya gelecek olursak; burada yazacaklarımın önemli bir kısmını Sayın Örter'in yüzüne karşı da defalarca ifade edebildiğim için (kendisi bunları defalarca saygıyla ve olgunlukla dinlediği için) burada da yazmakta bir sakınca görmüyorum. Sevgili Mahiye Hocamızın Hasan Cihat Örter'i anlayabilmek yaklaşımından yola çıkacak olursak; her şeyden önce Sayın Örter'i anlayabilmek için, bir süre olsun, adeta bir müzik tapınağına dönüşmüş olan evinde bulunmak şart diye düşünenlerdenim. Kelimelerle ifade edilemeyecek derecede üst düzeyde bir MÜZİSYEN olduğunu değerlendirmek benim haddime düşmez ama öyle. Öte yandan hemen ifade etmeliyim ki; Sayın Süleyman Tarman da, Sayın Hasan Cihat Örter'in kendisine yönelttiği olumsuz yaklaşımı asla ve asla hak etmeyen; istese müzik camiasında pekçok kişiyi bileğinin hakkıyla almış olduğu ünvanını kullanarak kolayca ezebilecekken bunu yapmayı aklından dahi geçirmeyen GERÇEK BİR AYDIN VE GERÇEK ATATÜRKÇÜ BİR MÜZİK EĞİTİMCİSİ.
Hasan Cihat Örter; ustaca bir marka konumlandırması, imaj çalışması ve sıkı bir ekiple kısa sürede ikinci bir Barış Manço olabilirdi (hala da olabilir ). Ancak bunun için; öncelikle toplumu tümüyle kavrayacak mesajların ön planda olduğu bir iletişim politikası izlemesi gerekirdi. Birkaç yıldır bizzat tanıdığım Sayın Örter'e defalarca ifade ettiğim gibi; çoluk çocuğun yönlendirmesiyle, varolan Hasan Cihat Örter saygınlığı da günden güne kaybolmakta. Sayın Örter; tüm söylemlerine Her şey İslam için diyerek başlamakta. Herkesin olduğu gibi; Sayın Örter'in kişisel görüşlerine de içten saygı duymakla yükümlüyüz ( bu arada şu anda ifade etmekte olduğum düşüncelerimi; Sayın Örter, herşey solculuk için; her şey ülkücülük için vb. şeklinde ifade etseydi de yinelerdim. Asıl vurgulamak istediğim nokta; Hasan Cihat Örter gibi tüm toplumu kavrayabilecek potansiyeldeki müzikçilerin belli bir ideolojik grubun apaçık askeri olma haklarının bulunmayışıdır) Dünyada; Cat Stevens örneğini ele alacak olursak; belli bir noktaya yükselip, kişisel tatminini sağladıktan sonra bir dine yönelmesi ve Yusuf İslam adını alması sonucunda diğer dini ya da ideolojik gruplar tarafından dışlanma stresini yaşamamış bulunmaktadır. Buna takiyye falan da denemez. Bu, tıpkı; bir annenin, bir babanın çocuklarından birini daha fazla sevdiğini hissettiğinde bu duygusunu frenlemesi gibi düşünülebilir. Mustafa Kemal'in başarısının ardındaki temel unsur da ulusu bir bütün olarak kucaklayabilmesi değil miydi sonuçta? Yine ülkemizden Barış Manço örneğini ele alalım. Onun da bir ideolojik görüşü vardı. Ancak hiçbir zaman bu ideolojik görüşünü ön plana çıkarak asıl misyonunu gölgelemedi. İdeolojik görüş bir yana; rahmetli Manço'nun, medyada sigara içerken bir tek resmi dahi yer almamıştır. Çünkü medya mensuplarından özellikle rica etmiştir Barış Abi; Beni çocuklar izliyor lütfen sigara içerken görüntülemeyin diyerek. Tek bir medya mensubu da atlatma haber yapabilmek için sigara içerken görüntülememiştir rahmetliyi. Yani sözün özü; sanatçı, istediği ve gerekli bilimsel iletişim altyapısını oluşturabildiği takdirde, tek bir sözüyle medyayı yönlendirebilmektedir. Öte yandan bu toplumun, bugünkü Türkiye'nin acilen yüzlerce Süleyman TARMAN'a ve yüzlerce Hasan Cihat ÖRTER'e ihtiyacı var iken bu iki değerli üstadın birbirine kırgın olması bizzat yoz müzik düzenini yaratanların ekmeğine yağ sürmektedir. Sayın ÖRTER Hocam darılmasın ama; bence Sayın TARMAN'a ilk sataşan kişi olarak (üstelik diğerleri ifadesiyle de hepimizi dışlayarak ve hakaret ederek ) ciddi anlamda bir özür borçlu. Bir bankaya; bir postaneye vb. iş yerlerine bile girdiğinizde orada çalışan kişiye iyi günler diyerek söze başladığınızda ve nezaketinizi sürdürdüğünüzde; işlerinizin çok daha bereketli yürüdüğünü hepiniz yaşamışsınızdır. Tübitak'ın bir kitabında ( 1 ) şöyle bir söz yer alıyor: HAYAT O KADAR KISA DEĞİLDİR VE NEZAKET İÇİN DAİMA YETERLİ ZAMAN VARDIR ( Ralph Waldo Emerson ). Sayın TARMAN; yıllardır akademik platformda nitelikli müzik ve müzikçilerin güçbirliği yapabilmesi ve tek ses, tek yürek olabilmesi; böylelikle de tam olarak Sayın Örter'in de vurguladığı yozlaşmış medyaya karşı da etkin bir güç olabilmesi yönünde en büyük girişimlerden birini gerçekleştirmişken ve günden güne tüm Türk Müzik Eğitimi camiasını bu saygın sitede buluşturma yolunda hızla ilerlerken, onun bu konudaki özverisini, iyiniyetini hepsinden önemlisi hevesini köreltmeye; ivmesini düşürmeye HİÇ KİMSENİN HAKKI YOKTUR. Bu konuda gereğince özenli davranmak hepimizin öncelikli sorumluluğu olmalıdır. Sadece doğruları söylemek yetmez; onları, bize yakışır biçimde gereğince estetik olarak ifade etmekle de yükümlüyüz. Sayın ÖRTER, kimsenin itiraz edemeyeceği üstün virtiözitesini bazı İslam tüccarlarının ( tekrar ediyorum, sol görüş de taşısaydı aşırılığın yanlışlığını vurgulayacaktım;Sonuçta ülkemiz, onyıllardır ne yazık ki her ideolojinin tüccarlarının elinde oyuncak olmaktadır ) emrine ve amatör menejerlere emanet ettiği sürece yalnız kalmaya devam edecektir. Öte yandan profesyonel tanıtım çalışmalarına, profesyonel bir ekiple başlarsa ve devam ettirirse; kısa sürede özlediği ve hak ettiği ilgiyle vatanında da buluşacaktır. Böylece biz küçük eğitim neferleri de kendisinden sürekli fırça yemekten kurtulabileceğiz :) . Sonuç itibariyle aynı gemideyiz. Bu tartışma; daha doğrusu bu amatörce bir reklam hissi veren sataşma ile; İLETİŞİM biliminin önemi bir kez daha ortaya çıkmış bulunmaktadır. (Bu arada Sayın ÖRTER'in marşlarını sıralayan değerli kardeşim bihaber mi yoksa bilerek mi yazmadı bilmiyorum ancak, Sayın ÖRTER'in aynı sözlerle ve fakat Nihavend makamında bestelediği İstiklal Marşı'nı da, bir vesileyle dinlemesini öneririm. ) Ben; ortamdaki yozlaşmadan dolayı hissettiği sıkıntılar konusunda tamamen hak verdiğim ve müzikal potansiyeline (haddim olmayarak) büyük saygı duyduğum Sayın ÖRTER'in; yine burada, bu köşede, http://www.muzikegitimcileri.net ailesi içinde Türk Müzik Eğitimi için vazgeçilmez bir güç ve gerçek bir müzik eğitimi misyoneri olan Doç. Dr. Süleyman TARMAN'ın kalbini kırdığı gibi gönlünü de alacağına yürekten inanıyorum. Sonuçta; TARMAN lar böyle güçlü platformlar oluşturmasa ÖRTER ler duygularını alakasız mecralarda ifade etmek zorunda kalacaklar. Bence, Sayın Örter Hocam; müzikal yozlaşmaya karşı duruş konusunda kendisiyle aynı safta olanların kalbini kırmak yerine; bir an önce; 2005 yılı CRR konserinde söz verdiği gibi önce Taksim Meydanı'nda, sonra da Boğaz Köprüsü'nde gitar kırarsa toplumun dikkatini medyadaki yozlaşmaya gereğince çekecektir hiç kuşkusu olmasın ( yeter ki kendisini yönlendiren ekip arkadaşları o gün oraya sadece dinci basını değil tüm basın mensuplarını davet etsin!!! ) Sevgili Mahiye Hocam; kaygılarında tamamen haklıdır; ancak korkmasın, en az beşbin yıllık müzik geçmişi bulunan bu milletin yetiştirdiği müzikçileri birbirine kırdıracak, Türkiye'de müzik i çürütmeye yetecek bir güç henüz yoktur. Şu anda hep beraber ağır bir müzik ve müzik eğitimi gribi geçirmekteyiz. Saygı, sevgi, hoşgörü ve çağdaş eğitimin nitelikli müzikle buluşabildiği günlere ve Türkiye'ye; elele, gönül gönüle; Bir olalım Dir Olalım felsefesiyle ulaşabilmek umuduyla. Okumak için ayırdığınız zamana ve sabrınıza teşekkür ederim. Notalar dolusu saygılarımla. (Lütfen Türkçe'ye dikkat :) )

Saygılarımla

Alp ÖZEREN
Müzik Eğitimcisi-Halkla İlişkiler Uzmanı


( 1 ) DAY, Robert A. , çev: Gülay AŞKAR ALTAY, Bilimsel Bir Makale Nasıl Yazılır ve Yayımlanır, Tübitak Yayınları, 1996, s. 53
sonsuzluğum
Mesajlar: 8
Kayıt: 04 May Prş, 16:16
Konum: İZMİR

BU MÜCADELEDE VAR OLMALI HERKES

Mesaj gönderen sonsuzluğum »

Hasan Cihat Örter gibi değerli bir müzik adamı ile yapılan bu diyaloglar üzüyor beni de.. Eleştiri boyutlarını aşıyoruz... Türkiye insanı sanatı ve gerçek sanatçılarını tanımalı.. Ve Onları tanıyamadan bu hayattan göçüp gitmek büyük kayıp olsa gerek..
Bizler, sanatçı diye yutturulan ve rüyasında şarkı söyleyerek, sürpriz bir şekilde sahnelerde uyanan akordu bozuk seslerle uyutuluyoruz.
Türkiye de müzikte devrim gerekli diye düşünüyorum.. gerçek sanatçıları ve müziği tanımalı bu toplum. Ve Hasan Cihat Örter in mücadelesinde her zaman yazılarımla varolacağım. herkes üzerine düşeni yapmalı.
En son sonsuzluğum tarafından 04 May Prş, 17:21 tarihinde düzenlendi, toplamda 1 kere düzenlendi.
sonsuzluğum
Mesajlar: 8
Kayıt: 04 May Prş, 16:16
Konum: İZMİR

HASAN CİHAT ÖRTER'ler kolay yetişmiyor...

Mesaj gönderen sonsuzluğum »

-Birgün bizimde bir bach ımız mozartımız olsun diyorsanız Hasan Cihat Örterleri iyi anlamalıyız, değer vermeliyiz ve onun 21 albümünü dinlemeden, onu yakından tanımadan havanda su döğmemeliyiz.
Kolay yetişmiyor böyle sanatçılar bu ülkede... Herkes yerini bilmeli-


Aynen katılıyorum. Sn. erdem08 in düşüncelerine..
Sana helal olsun. Bu güzel ve mantıklı düşüncenden dolayı...

EVET HASAN CİHAT ÖRTER ler kolay yetişmiyor.. diğer forumda yazan arkadaşlar: Eleştiri boyutlarınızı karalamaya yöneltmeden önce, değerli üstad hakkında bilgi sahibi olmanız gerekirdi. Hasan Cihat Örter, -Ben -duygularıyla yola çıksaydı, 3000 e yakın ödülün, sayısız bestenin, film müziklerinin, belgesel müziklerinin, Cumhuriyetin 80. yıl marşının ve saymakla bitmez bunlar ki; Evet, - ben- diye yola çıksaydı, inşaat tepelerinden sahneye atlayan birtakım sanatçılar gibi mal mülk para sahibi olurdu...
Ancak O nun derdi hiçbir zaman - Ben - olmadı.. Ama bu toplum sanatı da sanatçıyı da ayırdemez hale getirildi, her geçen gün yozlaştırıldı bu toplum... Ve hala da devam ediyor... Ve Hasan Cihat Örter gibi çok değerli , ömrünü , çocukluğunu, gençliğini, ve bugünüyle birlikte yarınlarını da bu topluma sanat adına kendini adamış bir üstad. Bir uluslararası müzik sanatçısıdır. Lütfen sanat yaşamını ve biyografisini okuyun ! O nun isyanını daha iyi anlarsınız...
Kullanıcı avatarı
kontrpuan
Mesajlar: 20
Kayıt: 09 Haz Prş, 13:40
Konum: mersin

EĞİTİMCİ,SANATÇI

Mesaj gönderen kontrpuan »

AMACIMIZ HASAN CİHAT ÖRTERİ YERİN DİBİNE BATIRIP SÜLEYMAN TARMAN'I GÖKLERE ÇIKARMAK DEĞİL. ŞUNU İİ BİLELİM SANATÇI BENLE OLMAZ! ÇOK İİ ENSTÜRMAN ÇALMAK VEYA DÜNYACA TANINMAK NE KADAR YETERLİ, SANATÇI OLMAK İÇİN.
ışıltı
Mesajlar: 6
Kayıt: 29 Nis Cmt, 20:30
Konum: ANKARA

AYDINLANMAYA EVETT....

Mesaj gönderen ışıltı »

Şu anı gördümya! Artık gam yemem:)


AYDINLANMAYA EVETTT... Tüm ruhumla evet.....



SENİ SEVİYORUM HASAN CİHAT ÖRTER. İYİ Kİ VARSIN....
Kullanıcı avatarı
Admin
Forum Yöneticisi
Forum Yöneticisi
Mesajlar: 543
Kayıt: 03 Haz Cum, 22:00
Konum: Ank/Aksaray
İletişim:

Barışa Davet...!

Mesaj gönderen Admin »

Pamukkale Üni. sinde verdiğim konserden sonra..(katılım müthişti..gelenleri ve Sn. Rektörümüzü ve Özellikle Dostlarıma teşekkür ederim.)

Müzik Hk. Seminere katılmak istedim.......Rektörümüz de çok istedi...

Ama sonra niye çağrılmadığımı bir zaman sonra, (dost görünen gizli düşmanla) net te yazışmalarımdan sonra nihayet anladım

aaaa Süleyman Tarman o değerli okulda bir bölümün başkanıymış..
Büyük ihtimal verdiğim konsere de gelmemiştir.

Bak dostum elini vicdanına koy, bizlerin değerini Siz eğitimciler bileceksiniz ki arkadan Hasan Cihat lar yetişsin, Fazıl Saylar gelsin, Erkan Oğurlar gelsin.......yoksa medya yozlaşmada almış başını gidiyor...müzik desen hak getire Tv lerde her şey ortada...bu Halkı biz eğiteceğiz, Üstadlara çamur atmakla bir yere varamazsınız.

Diye yazdım. Sn. Süleyman Tarman Dostuma..
Sayın Örter,

Öncelikle o okulda ya da başka bir yerde bölüm başkanı olmadığımı bilmenizi isterim. Ben sanatçımın değerini bilirim bundan kuşkunuz olmasın. Aşağıdaki satırlar bana ait değil.
iLGİNİZE ÇOOOK TEŞEKKÜR EDİYORUM DA.........BEN BUKADAR MÜCADELE VERİRKEN (ULULARARASI BİR MÜZİK SANATÇISI OLARAK) BENİ OKULUNUZA DAVET ETMEK VEYA BENİNM BİRİKİMLERİMEDEN FAYDALANMAK HİÇMİ AKLINIZA GELMİYO...OKUL OKUL DOLAŞIYORUM GENÇLERİ AYDINLATMAK VE DÜNYAYA KABUL ETTİRDİĞİM SANATIMI VE DE VİRTİÖZİTEMİ İNSANLARA TANITMAK İÇİN....(-Ancak bu kadar ümitsiz olmayalım. Ümidimizi yitirirsek herşeyi yitiririz. Hoşçakalın...) gibi...SADECE VE SEDECE DÜNYA ÇAPINDAKİ BİR SANATÇIYA ÖĞÜT VERMEKLE Mİ YETİNİYORSUNUZ.
SİZ VE SİZİN GİBİ VİZYONU DAR KİŞİLERİDE ESEFLE KINIYORUM. KISKANÇLIKLA VE FESATLIKLA MÜZİK YAPILMAZ, SANAT YAPILMAZ, SANATÇI HİÇ OLUNMAZ.
Elveda.
EVET KÜÇÜKSÜN....MALESEF..EĞER BENİ ANLASAYDIN İFADELERİN VE KONUŞMA TARZIN ATATÜRKÜN ÖĞRETMENİNE YAKIŞIR BİR TARZDA OLURDU...YAZIK SİZİN YETİŞTİRDİĞİNİZ ÖĞRENCİLERE..
Not: Birdaha cevap yazma bana.
Görüldüğü gibi şimdiye kadar ne size çamur attım ne de saygısızlık ettim. Son derece iyi niyetli olarak size karamsarlığa gerek yok demiştim ancak siz bunu öğüt olarak algıladınız kızdınız ve ayrıca benden sizi okuluma davet etmemi beklediniz. Böyle bir algılama ve beklenti içinde olacağınızı nereden bilebilirdim? Sizin bu tuhaf algılamanız ve Uluslararası Büyük Bir Sanatçı olmanız bu sitenin kurucusu ve yöneticisine hakaret etme hakkını size verir mi?

Erdem08 isimli arkadaş diyorki;
Sn. Site yöneticisi , değerli sanatçımız Hasan Cihat ÖRTER ile aranızda geçen mesajlaşma size özeldir.
Bende yanıt olarak diyorum ki söz konusu mektuplar site yöneticisine gelmiştir şahsıma değil. Bu nedenle müzik kamuoyunu ilgilendirmektedir. Bu mektupları yayınlamam nedeniyle "gerçek anlamda müziğe hizmet etmediğim" sonucu çıkardığı için Erdem08'i de kutluyorum.

SONUÇ:

Hiçbirimizin amacı bağcıyı dövmek değil. Enazından benim için böyle. Bu siteyi maddi manevi hiçbir beklentiye girmeksizin kuran/ayakta tutan ve bunun için zamanını harcayan bir müzik eğitimcisi olarak "Türk Müzik Eğitimine" hizmet ettiğimi ve çevreme ışık saçtığımı düşünüyorum. Hiçbir zaman da bunu yaptığım için kendimi büyük görmüyorum.

Konunun uzamasından mutlu olmadığımı söyleyerek tartışmaların sona ermesini diliyorum. Hepimiz aynı taraftayız! Tüm yanlış anlaşılmalara karşın Sn. Örter'e aramıza hoş geldiniz diyorum.

Süleyman Tarman
Site Yöneticisi

NOT:"Gitarist" isimli arkadaşın 4 Mayıs 2006 saat:11.30'da bıraktığı küfür dolu mesaj silinmiş ve kendisi forumdan atılmıştır. Lütfen sitenin saygınlığına gölge düşürmeyelim.
Kullanıcı avatarı
hasancihatorter
Mesajlar: 25
Kayıt: 04 May Prş, 15:40
Konum: İnsanbul
İletişim:

ÖZÜR

Mesaj gönderen hasancihatorter »

SANATA VE SANATÇIYA HİZMET EDEN BÜTÜN YÜREKLERDE EN UFACIK BİR KALP KIRGINLIĞI YARATTIYSAM BUNDAN HİCAP DUYAR, TÜM DOSTLARIMDAN VE ÜSTAD DOC.DR.SÜLEYMAN TARMANDAN ÖZÜR DİLERİM. TÜRK MÜZİĞİNE HİZMET EDEN HER FERDİN HİZMETKARIYIM.

"TÜRKİYE DE MÜZİK VE AYDINLANMA" ADINA..

SEVGİLERİMLE..
HASAN CİHAT ÖRTER
Kullanıcı avatarı
alpozeren
Mesajlar: 49
Kayıt: 23 Oca Pzt, 13:14
Konum: İstanbul
İletişim:

BİR ANEKTOD

Mesaj gönderen alpozeren »

Kendisiyle tanışmadan önce Sayın Hasan Cihat Örter'in Türk İnsanı üzerindeki müthiş etkisini gözleme şansını yakaladığım bir anektodu paylaşmak isterim. 1997 yılında Gölcük Belediye Konservatuarı'nda öğretim görevlisiyken bir öğrencimiz vardı. İsmi Mesut Tepeli idi. Oto lastik tamircisi idi sevgili Mesut. Konservatuarda, enstrüman olarak bağlamayı seçmişti. Ancak dersin gerektirdiği ölçüde çalamıyordu. Hatta birgün bağlama hocası ile İstanbul'a dönerken; yolda, Mesut'u sınıfta bırakmak zorunda kalacağını dahi söylemişti. Üzülmüştüm. Çünkü çok iyiniyetli, beyefendi ve pırıl pırıl bir Anadolu delikanlısıydı Mesut. Bu arada Mesut, sürekli Hasan Cihat Örter dinliyordu ve deyim yerindeyse Sayın Örter'i yakın takibe almıştı. Hasan Cihat Örter takibi sonucunda; bu takibin de verdiği olumlu enerji ve motivasyon ile Mesut yaklaşık bir yıl içinde bağlamayı son derece ustaca çalar hale geldi. Ben bir sanatçıya duyulan sevgi ve saygının bir insanı enstrümanında bu kadar kısa sürede böylesine ilerleteceğine ilk kez bu kadar yakından şahit olmanın heyecanını şu an dahi yürekten yaşamaktayım. Şimdi Mesut ne mi yapıyor??? Şimdi sevgili Mesut; Gölcük'te, 1999 yılına dek yönetimde bulunan yerel yöneticiler, zamanında gerekli önlemleri almadıkları için, yozlaşmış yerel yöneticilerin onbinlerce kurbanından biri olarak ailesiyle birlikte; 17 Ağustos 1999 tarihinden bu yana nur içinde yatıyor :( . Tek tesellim; kısa ömrü depremde son bulmadan önce bağlama çalmayı ilerletmiş olması. Bu da Sayın Örter'in tüm Türkiye'ye bitip tükenmek bilmeyen enerjisiyle yaydığı virtüözitesi sayesinde. Bu sayede; Mesut'un biraz olsun mutlu öldüğüne inanıyor ve öğrencim adına Sayın Örter'e onun maalesef edemediği teşekkürü bir kez daha sunuyorum.
Türkiye Cumhuriyeti topla, tüfekle ve yürekle kazanılması gereken onurlu Kurtuluş Savaşı'nı kazanmıştır. Şimdi ise ulusça; bilimsel, kültürel ve sanatsal bir kurtuluş savaşının tam ortasında bulunmaktayız. Önceki mailimde de belirttiğim gibi; TARMAN lar ve ÖRTER ler elele verdiği sürece dahili ve harici bedhahlar kaçacak delik arayacak ve bulamayacaklar; bu savaşı kaybedeceklerdir. Saygı dolu sevgilerimle.

Alp Özeren
Kilitli