Tekerlemeli Masal örneği derledim

Doğrudan müzikle ilgili olan konulara yer veriniz.
Cevapla
mahiye
Mesajlar: 143
Kayıt: 16 Haz Prş, 13:39

Tekerlemeli Masal örneği derledim

Mesaj gönderen mahiye »

Yeni derlediğim bir masalı sizinle paylaşmak istiyorum. Herhangi bir yerde izinsiz yayınlamamanızı rica ederek konuya gireceğim.

Bu masal türü sizin de ilginizi çekecektir. İçinde tekerlemeler, ritmik okuyuşlu kafiyeli anlatımları var. Ben de bu yüzden müzik öğretmenleriyle paylaşmak istedim.
Dikkatimi çekmesinin nedeni Sultan Kutay'ın önerdiği masallarla örtüşmesidir; uzun destansı uyaklı tekerlemeler, şiirli masal anlatımaları bizim müzik yapmak için malzemelerimiz olmalıdır diyordu.
Çocuklara verilen mesajlar da masala bir başka değer katıyor, felsefesi çok önemli.
Bir şey daha saptadım, masallar yazın edebiyatı değildir, şiir gibi, şarkı gibi fonetik sanatlardandır. Neden mi? Bir anlatıcısının olması gerekiyor ve anlatıcı rolden role geçerken sesini ustaca kullanmaktadır. Çocukların beynine ekilen bu tonlamalarla ilk ses kayıtları oluşmaktadır; örneğin kalın sesli hayvanlar, ince sesli hayvanlar gibi.
Masala geçeyim, siz daha fazlasını oradan çıkartacaksınız.


Tıkır Tıkır Atlılar

Tekerlemeli Masal
Yöresi: Kilis
Kaynak: Güzin Azmun
Derleyen: Mahiye Morgül

Küçük karafatma annesi çamaşır yıkarken kapının önünde oturmuş, sokağa bakıyormuş. Sokaktan bir deve geçiyormuş. Deve ona demiş ki:
-“Kız karafatma, BA BA BA BA (masal anlatıcı, elinin tersini ağzına değdirerek deve taklidi yapar) bana varır mısın?”
-“Dur bi anneme sorayım” demiş, içeri girmiş. “Annecim, deve bana BA BA BA BA kız karafatma bana varır mısın dedi.”
-“Hayır olmaz. Sakın ona varma kızım, o seni hörgücünden düşürür, seni üzer, seni ezer” demiş annesi.
Karafatma sokağa çıkmış, etrafa bakıyormuş, bu sefer yoldan bir at geçiyormuş. At ona demiş ki:
-“Kız karafatma, İHİ İHİ Hİ Hİ, bana varır mısın?”
-“Dur bi anneme sorayım” demiş. “Annecim, at bana İHİ Hİ Hİ Hİ (anlatıcı at kişnemesi taklidi yapar), kız karafatma bana varır mısın dedi”
- “Hayır olmaz. Sakın ona varma, o seni sırtından atar düşürür, seni üzer, seni ezer” demiş annesi.
Tekrar kapıya çıkmış. Bu kez bir eşek geçiyormuş; “Kız karafatma, Aİ Aİ Aİ Aİ bana varır mısın?” demiş. O da gidip annesine sormuş, annesi yine olmaz demiş.
(Anlatıcı her bir hayvan için aynı sözleri tekrar ederek anlatır. En büyük hayvandan en küçük olan sıçana kadar bir sıralama vardır. Anlatıcı bu sıraya yerleştirmek istediği her hayvanı sesini taklit edebilmek koşuluyla masalın içine alır; inek, koyun, köpek, kedi ve sıçan, gibi. Her bir hayvanın ses taklitleriyle cümleler tekrarlanır. Annesi de ona “hayır olmaz” diyecek, nedenlerini açıklayacaktır. En sonunda sokaktan sıçan geçer ve en hafif “ci ci cii” sesiyle taklit edilir.)
Annesi, ”Hah işte o olur. O seni ezmez, üzmez. Eli küçücük, ağzı küçücük, ayakları küçücük, dişleri küçücük, burnu küçücük, kulakları küçücük, sesi incecik. Hah işte onunla evlenebilirsin” demiş.
Bizim küçük karafatma sıçanla evlenmiş. Aradan bir zaman geçmiş. Bir gün;
-“Beyin evine gideyim, biraz fındık fıstık üzüm bastık yiyeyim” demiş sıçan.
Karafatma evde yalnız kalmış, çamaşır yıkayacakmış. Ceviz kabuğundan küllük (küllü su kabı), fındık kabuğundan leğen, fıstık kabuğundan tas yapmış, çamaşıra başlamış.
Tası almış (tasa uzanıp onu eline alma taklidiyle anlatılır), küllü suya daldırmış, küllü suyu leğendeki suya katmış, çamaşıra başlamış. (El hareketleri taklit edilir) Bir daha tası almış, küllü suya daldırmış, küllü suyu leğene katmış. Bir daha tası almış, küllü suya uzanırken, kaza bu ya, karafatma küllü suya düşüvermiş. Çırpınmış çıkamamış. İncecik sesiyle yardım istemiş, kimseye duyuramamış. Çırpınıp duruyormuş. O sırada sokaktan atlılar geçiyormuş, nal seslerini duymuş. Onlara incecik sesiyle seslenmiş:
Tıkır tıkır atlılar
Tıkırtısı tatlılar
Bey evine giderseniz
Peynir ekmek yerseniz
Sıçan efendiye söyleyin
Karafatma küllüğe düştü çıkamıyor
Hemen gelsin beni kurtarsın
Atlılar onu duymamış, bir daha söylemiş. Atlılar da bey evine gidiyormuş. Gitmişler, beyin sofrasında otururken beye anlatmışlar.
-“İncecik bir ses duyduk yolda, nedir anlayamadık.”
“Tıkır tıkır atlılar
Tıkırtısı tatlılar….”
(Tekerleme tekrar edilir)
Bu sırada sandığın içinde fındık fıstık üzüm bastık yiyen sıçan konuşulanları duymuş. Ama fındık fıstık üzüm bastık yemeye devam etmiş. Epey bir vakit sonra eve gitmiş ki karafatma hala küllü suyun içinde çırpınıyormuş. Karısına elini uzatmış:
-“Ver elini çekerek” demiş.
-“Git ben sana küserek” demiş karısı. Onu küllü suyun içinde o halde beklettiği için kalbi kırılmış karafatmanın.
Sıçan bir daha elini uzatmış; “ver elini çekerek” demiş, karısı yine “git ben sana küserek” demiş. Sıçan karısına sinirlenmiş. Karafatmayı çekmiş almış altına, üzerinde sıçraya sıçraya onu ezmeye başlamış. (Sıçrama taklitleriyle)
“Küsereğe basarık, küsereğe basarık
Küsereğe basarık, küsereğe basarık” demiş.
(Masalın burasında çocuklar çok üzülürler. Artık anlatıcı masalın vermek istediği mesajı söyleyecektir. Masal anlatma sesi bırakılır, normal ses tonuyla son cümle söylenir.)
“Eğer karafatma kendi dengiyle evlenseydi böyle olmazdı.”

9.6.2006
Cevapla