Helesa Yulesa Heyamola Yisa Yesa...

Doğrudan müzikle ilgili olan konulara yer veriniz.
Cevapla
mahiye
Mesajlar: 143
Kayıt: 16 Haz Prş, 13:39

Helesa Yulesa Heyamola Yisa Yesa...

Mesaj gönderen mahiye »

M.Morgül

HELESA YULESA HEYAMOLA YİSA YESA!

Bu haykırışlar, imece gerektiren işlerde gücü birleştirme güdüsüyle yapılan haykırışlardır. Geleneğinde komünal (birlikte üretim ve paylaşım) özellikleri olan Asya toplumlarına has, doğayla başa çıkabilmek için gücünü birleştirme gereği duyulan işler sırasında çıkartılan bu sesler bize dip kültürümüzden de ipuçları vermektedir.

Aynı haykırışları çocuk oyunlarında da görüyoruz, nedeni şudur; çocuklar, yetişkinlerin üretim sırasında yaptığı işlerin devinimlerini ve seslerini taklit ederek kendilerine oyun yaratırlar.

“Heyamo” haykırışları ülkemizde çoğunlukla Doğu Karadeniz’de görülür. Burada doğa şartları çetindir, acımasızdır; o nedenle insanlar tek başına üstesinden gelemeyeceği işleri imece ile yapmak zorundadır. Heyamo haykırışları bu işlere destek veren anlamlı-anlamsız sözcükler olarak üretilmiş olarak görünmektedir. Oysa zaman içerisinde kaybettiğimiz kimi sesler o haykırışlarda varlığını korumaktadır; dip kültürümüze inildikçe bu sözcüklerin anlamsız olmadıkları ortaya çıkar. (Bu araştırma bir başka yazımızın konusu olmaya adaydır.)
Bu sözcüklerde nefes desteği ve ritim, grup enerjisinin bir noktaya yoğunlaşmasını sağlayan temel ögeler olarak görülür. Bu ritim, çok doğaldır ki dildeki ritimle, yani birlikte söylenen “Heyamol” sözcükleriyle birleşmezse grup beraberliği için gerekli olan işe asılma devinimindeki beraberliğe dönüşemezdi. Çünkü belirli hecelerde işe daha kuvvetli asılmayı sağlayan vurgular, bir çeşit gizli komutlar verir. Bunların ritimsel açıklamaları müzik ve drama eğitimcisi olarak benim doğal ilgi alanım içerisinde yer alır, ancak burada, konumuzu bu noktaya yoğunlaştırmak hedefim yoktur.

Yalnızca saptadığım bir ana ritmi burada belirtmeden geçemeyeceğim; heyamol haykırışları her yerde beş sekizlik aksak ritimde karşımıza çıkmaktadır ve buradan sevgili Halûk Tarcan’ın “Nerede 5/8, 10/8 aksak ritim görürsen yapış, dip kültürü Ön-Türkler çıkıyor” sözünü anımsayarak mutlu bir gülümsemeyle ferahlıyorum. Neden gülümsediğime gelince; AB’nin ünlü kadını Karen FOGG e-postalarında diyordu ki “Türklerin tarihiyle baş edemiyoruz.” Onu anımsıyorum. Dibini kazdıkça altından Türkler çıkıyor, kadın çıldırıyordu, neden bölemediklerini böyle ifade ediyordu!..

Konuya dönecek olursak; Rize–Hopa arasında 2 – 8 Kasım 2006 tarihlerinde yaptığım bir araştırmada aşağıdaki işler sırasında heyamol ve helesa haykırışlarının kullanıldığını saptadım. Bu işlerin bir kısmı bugün teknolojinin kolaylaştırdığı işler olması nedeniyle anılarda yaşamaktadır.

1.Derelerin sellerle denize sürüklemiş olduğu, sahile vurmuş kütükleri kıyıya çekerken. (Rize, Pazar, Gündoğdu, Çayeli)

2.Dağdan ağaç kütüklerini indirirken. Kütüklerin kaydırılarak indirilmesi işi için açılan yolun adına “Helesa Yolu” denilmektedir. (Pazar, Hemşin)

3.Mavna ve büyük tekneleri kızaklar üzerinde kıyıya çekerken.

4.Balıkçı ağlarını çekerken. (Çok hazindir, artık tüm kıyı balıkçıları ağlarına takılan çöplerle savaşır hale gelmiş, kıyı balıkçılığı ölmektedir. 2006)

5.Bayır düzlerine mısır ekerken, çapalarken, harman ederken.

İmeceyle yapılan bu işlerin dışında, kişi, bir işi omuzlarken “Bismillahirrahmanirrahim” der gibi, kendine güç toplamak için de “YESA” demektedir. Örneğin; çay sepetini omuzlarken, sırtına çimen/çalı yükü alırken, çaycı çay ocağından çay tepsisini kaldırırken (şaka olarak), vb.

Giresun merkez köylerinde sıksaray horonu sırasında “ha uşak ha”, “helesa”, “heyyamola” gibi haykırışlar yapılmaktadır.

Bu kısa süreli araştırmamızdan da anlaşılacağı gibi birlikteliği, dayanışmayı, imeceyi, işin üstesinden gelmek için grubun enerjisini bir noktaya yoğunlaştırmayı sağlayan bu beş sekizlik ritmik haykırışlar oldukça derinlerden gelen bir dip kültürün izlerini taşımaktadır.
Ülkemizde dilbilimcilerin ve müzikologların sahaya inmeyişi, kimi sözde sanatçıların yöresel türkü söyleyerek, kendini farklıymış gibi göstererek, bilimsel olmayan açıklamalarını medyada itibarlı hale getirerek ve bunun üzerinden para kazananlara alanda söz sahibi olmaları ciddi hatadır; “Tarihini bilmeyenin coğrafyasını başkası çizer” sözü burada da geçerlidir.

Anadolu’nun bugün birliğe olan gereksinimi, “helesa” haykırışlarının doğuşundaki gerçeklik gibi, acil gündem oluşturmaktadır. Her kim ki istemeyerek bu birliği parçalamaya yeltenirse, ona dip kültürümüzdeki BİRLİK KAVRAMLARINI anımsatmak görevimizdir. HELESA bizim birlik kavramlarımızdan biridir!

Şimdi önümüzde birliğimizi parçalamaya göz dikmiş emperyalistlerin püskürtülmesi işi var; el birliği etmenin vaktidir!. İmece haykırışlarımız birliğe çağrı haykırışlarımız olsun!

HELESA YULESA HEYAMOLA YİSA YESA!

İlgilisine not:
1.Fransa’nın güneyinde, Basklarda ve Katalunlarda benzer Heyamola oyunlarının varlığı Halûk Tarcan tarafından tespit edilmiştir. (H.Tarcan’la e-posta yazışmamızdan. 2006)
2. Lazca sözcüklere en fazla Fransa’nın güneyindeki Katalunlarda ve Basklarda, biraz da İtalyanca’da rastlanmaktadır. (Yılmaz Çepoğlu ile evinde görüşmemizden, Kasım 2006, Hopa.)
3. Ünlü Macar müzikologlar Bela Bartok ve Sultan Kutay, araştırmalarında da Macar (Hun Türkleri) çocuk şarkılarının pentatonik ezgilerine Basklarda, Güney Fransa’da rastladığını söylemektedir.
4. Tüm bu bilgi ve bulgular Ön-Türk Uygarlığı araştırmacısı Kazım Mirşan’ı bir daha doğrulamaktadır.
5.Lazca sözcükleri Kaşgarlı Mahmut’un dil ansiklopedisinde görmek isteyenlere öneririm.

12.11.2006
Kullanıcı avatarı
montales
Mesajlar: 36
Kayıt: 14 Tem Cum, 8:43
Konum: istanbul
İletişim:

EL CEVAP........HOKA MOLA HEYYYYYYYYYYYY

Mesaj gönderen montales »

EL CEVAP........HOKA MOLA HEYYYYYYYYYYYY

Başlığa dikkat ettinizmi arkadaşlar?
İzzah edeyim:))) bu bir cevap niteliği taşıyor. AMMA daha mühim bir şey var başlıkta " Hoka Mola Heyyyyy"
:)))))
Neyse gülmeyi kesip devam edeyim.
Ama öncelikle Dünya nın orasında, burasında bilmem neresindeki
yerlerde müzik, dans, resim v.s gib bazı benzeşmelerden dolayı
bunu abartıp.......BAKIN BİZİM KÜLTÜRÜMÜZ YADA FALANCALARIN
KÜLTÜRÜ AYNEN ORALARDA VEYA BURALARDA VEYAHUT ŞURALARDA
DEYİP ANLAM ÇIKARMAK GÜZEL OLMASINA GÜZEL DE, Efendim
bunu milliyetçliğe bağlamak yanlış.
Yani 1000 yıl önce yada 500 yıl önce de falanca yerlerde şu etnik
grubumuz var, bu etnik grubumuz var deyip, dönüp dolaşıp, evirip çevirip
işi Türk milliyetçiliğine getirmek çok komik oluyor......

İşin bazı gerçeklerine bakalım.
Madem ki bazı etnik benzeyişleri kültürümüze benzetip abartarak
mangalda kül bırakmadan atıp tutuyorsunuz....Öyleyse konu başlığına
yazdığım "Hoka Mola Heyyyyy" içinde görüşlerinizi yazıp
milliyetçilikle bağdaştırın bakalım.

NEYMİŞ BU HOKA MOLA HEYYY
EFENDİM..bazı ilkel topluluklar arazilerine yaklaşan bazı insanları
yakalayıp kurban ederlerdi. Kafatasını taşla parçalayıp, et kemik ilik
kan revan içinde yerlerdi. Hep bir ağızdan da bağırıp kutlarlardı " Hoka Mola Heyyyyy"

Uygar topluluklar bu mahlukatlarla çok mücadele etti.
Ama her nedense adları işgalciye çıktı:))))))))))))))
Adamlık öğretme uğruna çok kimse bu ilkelliklerden nasibini aldı.

Acaba çok değerli ve elmas değerindeki milliyetçi zihniyetler(!)
bu ilkelliklere de sahip çıkabiliyor mu?

İnsan bir birine benzer. O ya da bu !!!!!!
Farketmez.
Etnik grupların müziğini, resimlerini, geleneksel oyunlarını alıpta
bu benzerliklerin güzel yanlarını yetişen çocuklarımıza empoze ederken,
vahşetin de filmini çekerek, Dünya insanlığının nereden geldiğini
göstermeyi deneyin.
Milliyetçilikten ziyade, uygar olmayı, insan olmayı ve edepli olmayı
öğretirseniz,
GELECEK SİZDEN ASLA DAVACI OLMAYACAKTIR.
ÇÜNKÜ GELECEKTE GÖRÜLECEK HESAPLAŞMALARIN FATURASINI
ŞİMDİKİ DAR DÜŞÜNCELİ BEYİNLER DEĞİL,
MASUM ÇOCUKLARIMIZ ÖDEYECEK
HAD VE SINIR BİLMENİN ZAMANI HALA GELMEDİMİ ACABA???

TEŞEKKÜR EDERİM
Montales
gitarist bestekar
Cevapla