1. sayfa (Toplam 1 sayfa)

Almanya'ya bir e-posta

Gönderilme zamanı: 19 Mar Pzt, 2:04
gönderen mahiye
M.Morgül 18.3.2007



Almanya’ya Bir E-Posta

Sayın mektup arkadaşım, aşağıdaki türbanlı resim için gönderdim bu postayı.

“Din ticaretinin yeni adı İnanç Sektörü” yazıma yanıt verdiniz. Din Dersinin ve DİB’nın kaldırılmasını istemektesiniz.

Bu türbanları Türkiye'ye kim ilk defa gönderdi biliyor musunuz? Cuntanın başı Kenan Evren'e para desteği veren o çok demokrasi sever görünen Almanya hükümeti verdi.

Önce Fatih kız öğrenci yurtlarında bedava dağıttılar, tıpkı uyuşturucuya alıştırmak için yapıldığı gibi, üstüne 400 lira aylık harçlık verdiler kızlara, üç ay sonra eğer bir kıza daha taktırırlarsa aylıklarının devam edeceği söylendi, yani süreklilik için tuzaklar aynı.

Hamburg gettolarından geliyordu bu türbanlar, yani vatandaşı olduğunuz ülkeden geldiğiniz ülkeye bunlar akıtılıyordu ve siz Sünni olmadığınız için kılınızı bile kıpırdatmadınız.

Sıra geldi geldiğiniz ülkenin Alevilerini birbirine düşürmeye. Alevilere de ilk dedelik sarıklı cübbeleri Hamburg'dan gönderilecek biliyorsunuz, siz dede olmadığınız için buna da göz yumuyorsunuz. Dedelik babadan oğula geçiyor demokratik değildir diyorsunuz ve demokratik dedelik olsun diye parasını verenin alacağı sertifikayla dedeliğe evet diyorsunuz, işte bu da Dünya Bankasının demokrasi anlayışı. TÜKETTİĞİN KADAR İNSANSIN ve HAKLARIN VAR der kapitalizm.

Yani eğer Aleviliği parayla alınır satılır hale getirmeyecekseniz size SOROS efendi zırnık koklatmaz! Mesele paraya dayalı ilişkinin her türlüsüne hayır diyebilmektir, İNSAN en yüce varlıksa parayı dışlayabilene insan demek doğrusudur, Alevi inancı hani en insana yakışan inançtı?Onu da pazara çıkartmalarına evet demenin bir adı olmalı.

Alevilerin önce toplumda simgelerle giysilerle sembollerle ortaya çıkmalarını isteyecekler, ilk Alevi giysi pazarı böyle kurulacak. O zaman aşağıdaki resimlerden aranızda ne fark olacak? Görmek istemeyene bu anlattıklarımın bir anlamı yok tabii. Siz bilirsiniz.

Seçmeli ders meselesi benim ana konumdur:

İçi boş bir ilköğretim, 3 yıla inmiş, devam zorunluğu yok, okul dışında paralı kulüplerde resim müzik spor sanatsal vb kurslara kulüplere katılmak ders yerine geçecek. Bilgisayarı okulda bedava verecek ve onu seçen başka hiç bir dersi almasa da oluyorsa, artık okulda ne eğitim ne bilgi verilecek demektir. Din dersi de verilmeyecek yani, dışarıda isteyene kültür dersi adı altında din kursları da açılacak. Yani piyasa verecek din bilgisini, o da bütünsel değil, parça işi.

İki çocuk yan yana geldiğinde bir konuda ortak fikir oluşturamayacak kadar bütün dersler kendi içinde parçalandı ki her bir parçasını satın alacak veli bulursa ondan da kazanacak piyasa. Matematiğin içi boşaltılmış, artık çocuklarımız mühendis olamayacak, buna itirazınız yok, müzik dersi almak bitti kimse birlikte şarkı türkü marş söyleyemeyecek buna itirazınız yok ve sizin hala başka bir derdiniz yoksa, ne diyeyim, söz bitti.

Buyrun, bu noktada siz Alevi kültürünü de kendi içinde beşe bölecek kadar ayırın, Bektaşilik, Dedelik, Cemevi, Semah dansları, Deyiş söyleme, Sufilik, Babailik, Ahilik, Mevlevilik, vb. Tek kural var, birini alan diğerlerini almayacak. Yani ayrıştırılmış zavallı insancıklar, olaylara bütüncül bakamayan, parçalanmış yaratıklar, güdülecek koyunlar gibi sürüler halinde aptala döndürülmüş halde yaşayan yaratıklar oluyoruz, dikkat ediniz.

Son sözüm; Ben Rizeliyim; Kaşgari Türk boylarındanım; Haydar benim yaylamın adıdır, Hector benden önce Fransa'ya gitmiş dedemin adıdır, Paris kızkardeşim Peruze /Firuze/Parise'nin önceki kocasıdır, dedesi İran Kaşgari Türkmenidir ki kurduğu Türk devletinin adı Pars idi. Hector ile Paris Truva'da birlikteydiler, Alp dağlarından öteye birlikte gittiler, ki daha MÖ 7.000 idi, ALP adını onlar koydular, kuzeyinde insan yoktu, buzlar vardı. Sonrta bir kol indiler ROMA şehrini Siena’yı kurdular ve Latium / Lazio dediler oralara, geldikleri yerde Kaşgarlı Türklerinin adı böyleydi. Ana kurt Zeyna’yı heykel yaptılar orda, başkalarının yavrularını emzirirken, o bendim! Koruyucu ve ayırmadan, herkese eşit, doyurucu, o ilk komünal toplumun anasıydı ve Alplerdeki vadilere “Komün” adını verdi Hector /Haydar!

Ben işte o ASYALI paylaşımcı dayanışmacı üreten ve bölüşen anayım, Zeyna/ Zeyno/ Siena /Zigana/ Asena /Athena'yım, Öldüremediler beni binlerce yıldır! Direneceğim yine, yaşayacağım... Çocuklarımı vahşi kafatasçı batı sermayesine teslim etmeyeceğim!

Alevi de Sünni de benim çocuğumdur, çocuklarımı birbirine kırdırmak isteyen piyasa canavarına ezdirmeyeceğim!

Resim: “Türban Bir Simge midir?” 12 Eylül,2006 Emre KONGAR